Skip to main content

Makaleler

Çeviri Eserlerde İntihal

Çevirinin FSEK kapsamında düzenlenen işleme ve derleme eserler kategorisine girebilmesi için;

  • Çeviride, yararlanılan asıl esere bağlı kalınması,
  • Çevirinin, çevirenin kişisel özelliklerini taşıması (Bu değerlendirme, çevirenin eserde yüksek miktarda katkısı olmasını ifade etmektedir. )
  • Eser sahibinin mali ve manevi haklarına halel getirmeme,
  • Asıl eserle olan ilişkisinin belirtilmesi

Çevirinin intihal kapsamına girip girmediğinin tespiti konusunda kanunen bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle bu konudaki bilgiler genel olarak doktrinden ve mahkeme kararlarından derlenerek meydana getirilmektedir.

İntihal genel olarak, eser sahibinin adına atıfta bulunulmadan, eseri kısmen ya da tamamen, doğrudan ya da dolaylı, başka bir deyişle aynen veya mealen yansıtan her alıntı olarak tanımlanabilir. İntihal için, eserin tamamı veya bir kısmının aynen alınması da gerekmez. Kelimelerin veya cümlelerin yerlerinin değiştirilmesi veya aynı metinde kelimelerin eş anlamlılarıyla değiştirilmesi intihalin önüne geçmemektedir. Eserin özgün olabilmesi için şekil, üslup, kelime hazinesi, eserin odak noktası gibi kapsamlı değerlendirmeler yapılmalıdır.

İntihal için gerekli olan temel şart, özgün eserin tamamının veya sahibinin hususiyetini taşıyan parçalarının çalıntı esere geçirilmesidir. Çevirmenin, çeviri eserin yanında, esere koyduğu özgün eser adı bakımından da manevi hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle sonradan, aynı yabancı eserin başkası tarafından çevrilmesi halinde, yeni çeviride önceki eser adının kullanılabilmesi ilk çeviri üzerinde hak sahibi olan eser sahibinin iznine bağlıdır.

Yüksek Mahkeme kararları ışığında yaptığımız araştırmalarımız neticesinde ortalama olarak çeviri eserin intihalle ilişkisini şu şekilde özetleyebiliriz;

  1. Çeviri; esinlenme, öykülenme sonunda meydana getirilmiş genel bir etkileşim ürünü olabilecek olmasına karşın intihal düzeyinde alıntılardan oluşmamalıdır.
  2. Çeviride yapılan alıntılar, ortaya çıkan yeni esere galip geliyorsa, intihalin varlığından söz edilir.
  3. Çevirmenlerin tutumu farklı olmalıdır. Örneğin çevirilerden birinde ingilizce söz dizimine ve kaynak metin normlarına daha çok bağlı kalınması, diğer çeviri de ise Türkçe dil ve anlatım olanakları lehine daha çok yerelleştirme yapılarak oluşturulması iki çeviride önemli fark sayılacak ve bu halde intihalin bulunmadığı kabul edilecektir.
  4. Çevirilerde intihal araştırması yapılırken, cümle yapılarının birbirinden farklı olması aranmaktadır.
  5. Çevirilerde intihal araştırması yapılırken, kelime hazinesinin birbirinden farklı olması aranmaktadır.
  6. Çevirilerde intihal araştırması yapılırken, üsluplarının birbirinden farklı olması aranmaktadır.
  7. Bir çok araştırmacının çalışmaları ile ortaya çıkmış anonim bilgiler, kabul görmüş gerçekler, bilimsel bilgiler, eğitici bilgiler içeren eserlerde bir takım bilgilerin benzerlik taşımasının doğaldır. Bu durumda intihal bakımından, eser için; şekil, kurgu, içerik değerlendirmesi yapılmaktadır.

İntihal suretiyle hakları zedelenen bir çevirmen aşağıdaki hukuki yollara müracaat edebilir. Bunun yanında belirtmek gerekir ki intihal yolu ile eser meydana getirme, ceza hukuku kapsamında hapis veya adli para cezasını gerektiren bir suç olarak düzenlenmiştir.

  1. Manevi ve maddi haklara ilişkin var olan ve/veya devam eden bir tecavüzü ortadan kaldırmak için dava açabilir.
  2. Manevi ve maddi haklara ilişkin var olan mevcut bir tehlikeyi önlemek amacıyla dava açılabilir.
  3. Manevi ve maddi haklarının ihlali halinde, zararının giderilmesi için tazminat davası açabileceği gibi, eserden elde edilen karın kendisine verilmesini talep edebilir.

Ceza davası ve hukuk davası birbirini bağlamamaktadır. Hakları zedelenen çevirmenin, hukuk davası yoluna başvurmuş olması, ceza davası yoluna başvuramayacağı anlamına gelmemektedir. Her iki dava da ayrı ayrı yürüyebilen niteliktedir.

DEMİÇİN- EMRE HUKUK BÜROSU